KIRIŞIKLIK

Yılların ardı… Arda kalanlar….
Yaşlanmak kötü ve zor… Ağır bir sınav…
Acizlik, tek başına kalmak,  Dünya ya ilk dönüş, şekil farkıyla…
İşin kötü yanı bebekken sevimlisin, güzelsin, ama yaşlanınca kırışık ve sevimsiz…
Bir bebeğin altını değiştirmek ne kadar kötü olabilir? Bir yaşlının altını değiştirmenin yanın da !
Yaşlı Ya sakat bir yaşlı ise Alzheimer da ekle,
Bir bebek yürüyemez ya da vücudunu olduğu gibi kullanamaz, unutkandır, hiçbir şeyi bilmez kelimeleri bile defalarca tekrarlarsın, bazen bıkarsın ama böyle öğrenecek diye hep susarsın. Sabredersin.
Ama yaşlılara?
Kulakları duymadığında, dediğini algılayamadığında, gerisini biliyorsun.

Bu tahammülsüzlük niye?
Bebeğinin burnu aksa silersin, pis pis gezmeyelim der, onunla bütünleşirsin.
Yaşlının aktığında tiksinti ifadeleri kullanırsın. Aslında sümük, aynı sümük.
Bebek konuştuğunda tekrardan ibaret bile olsa onu dinlersin, Ama yaşlıya  “bunu kaç kere anlatacaksın?”

O Seni kaç kere dinledi acaba?

Yaşlanmak yakınındakileri kaybetmektir. Yalnızlıktır. Çok şey bilsen de bilmez sayılmandır.
Senin dışında herkesin Yaşama hakkının bittiğini sanmasıdır.

Halbu ki henüz ölmedik...

Bebek ile yaşlı arasında ki tek fark boyut ve görünüş olmasına rağmen, çocuğuna verdiğin sabrının yarısını annene, babana yaşlılarına göstermezsin. Bizi biz yapan şeklimiz mi?

Eninde sonunda nede olsa sonumuz KIRIŞIKLIK …



                                           Hayat zor, aslında eskiden güzel bir hayatları vardı :)





...

Yorumlar